en guzel soz

sözler

kamyon arkası sözler

aşk sözleri

acı sözler

Reşat Nuri Güntekin Sözleri | Güzel Sözler

Reşat Nuri Güntekin Sözleri


Reşat Nuri Güntekin Sözleri

Sayfa İçeriği: Reşat Nuri Güntekin Sözleri, Reşat Nuri Güntekin Anlamlı Sözleri, En Güzel Reşat Nuri Güntekin Sözleri, Kısa Reşat Nuri Güntekin Sözleri, Anlamlı Reşat Nuri Güntekin Sözleri, Reşat Nuri Güntekin Şiirleri

Roman, Öykü ve Oyun yazarı olan Reşat Nuri Güntekin’in kaleme alınmış hayata dair en güzel sözlerini siz değerli takipçilerimiz için bir araya derledik.

Reşat Nuri Güntekin Sözlerini Facebook, İnstagram, Whatsapp ve Twitter, gibi sosyal platformlarda paylaşabilirsiniz.

Reşat Nuri Güntekin Kimdir

Reşat Nuri Güntekin Kimdir
Reşat Nuri Güntekin Kimdir

Reşat Nuri Güntekin (25 Kasım 1889, İstanbul – 7 Aralık 1956, Londra), Cumhuriyet dönemi edebiyatında önemli bir yeri olan Çalıkuşu, Yeşil Gece ve Anadolu Notları gibi eserlere imza atmış roman, öykü ve oyun yazarıdır. Müfettişlik görevi ile Anadolu’da gezdiği için Anadolu insanını yakından tanımıştır. Eserlerinde Anadolu’daki yaşamı ve toplumsal sorunları ele almış; insanı insan-çevre ilişkisi içinde yansıtmıştır.

1889’da İstanbul’un Üsküdar ilçesinde dünyaya geldi. Babası, askeri tabip Nuri Bey, annesi Kars valisi Yaver Paşa’nın kızı Lütfiye Hanım’dır. Reşide adlı kız kardeşi çok genç yaşta hayatını kaybetti, tek çocuk olarak büyüdü. Babası askeri doktor olduğu için öğrenim hayatı boyunca birçok il gezen Reşat Nuri, ilköğrenimine Çanakkale’de başladı. Çocukluk yıllarında okuduğu Fatma Aliye Hanım’ın Udi isimli romanı hayatına iz bırakıp,sanata heveslendiren eserleri arasına girdi. Babasının Çanakkale’deki evlerinde zengin bir kütüphanesinin olması onu kitaplara iten ve yazı yazma kültürünün gelişmesini sağlayan bir araç oldu. İzmir’deki Frerler okulunda bir süre öğrenim gördükten sonra İstanbul’da Saint Joseph Lisesi’nde öğrenim gördü. Yükseköğrenimini Darülfünun Edebiyat Şubesi’nde 1912’de tamamladı. Böylece öğrenim hayatını yirmi üç yaşında bitirmiş oldu.

1927’ye kadar Bursa ve İstanbul’da çeşitli okullarda Fransızca ve Türkçe öğretmeni ve müdür olarak görev yaptı. Görev aldığı okulların bazıları Bursa Sultanisi, İstanbul Beşiktaş İttihat Terakki Mektebi, Fatih Vakf-ı Kebir Mektebi, Akşemseddin Mektebi, Feneryolu Murad-ı Hâmis Mektebi, Osman Gazi Paşa Mektebi, Vefa Sultanisi, İstanbul Erkek Lisesi, Çamlıca Kız Lisesi, Kabataş Erkek Lisesi, Galatasaray Lisesi ve Erenköy Kız Lisesi’dir. 1927’de Erenköy Lisesi’nden yeni mezun olan öğrencisi Hadiye Hanım ile evlendi.

Öğretmenlik mesleğinin yanı sıra edebiyatla uğraşan Reşat Nuri, Halit Ziya’nın eserlerinden aldığı ilhamla hikâye yazma hevesi duymaktaydı. Daha sonra tiyatro edebiyatını benimseyerek bir tiyatro yazarı olmak için uğraştı. Yazı hayatına I. Dünya Savaşı sonlarında başladı. Başlangıçta “Eski Ahbap” (1917) gibi uzun hikâyeler, “Hançer”(1920) ve “Eski Rüya” (1922) gibi sahne eserleri, “Gizli El” (1924) gibi romanlar yazan, tiyatro eleştiri ve araştırmaları yayınlayan sanatçı “Çalıkuşu” adlı romanının 1922’de Vakit Gazetesi’nde tefrika edilmesiyle şöhrete kavuştu.

Güntekin, 1931’de maarif müfettişi oldu ve bu arada Dil Heyeti’yle birlikte bazı çalışmalarda bulundu. Anadolu’yu baştan başa dolaşmasını sağlayan müfettişlik görevi sayesinde ülkenin gerçeklerini yakından görme ve tanıma imkânı buldu. 1939’da ise Çanakkale milletvekili olarak TBMM’de bulundu. Bu görevini 1946’ya kadar sürdürdü. 1941’de tek çocuğu olan kızı Ela dünyaya geldi. Kızı Ela oyuncu Mehmet Keskinoğlu ile evlendi. Yine 1947’de, Cumhuriyet Halk Partisi’nin Ankara’da yayımlanan Ulus gazetesinin İstanbul kolu olan Memleket gazetesini çıkardı. Güntekin daha sonra müfettişlik görevine geri döndü ve 1950’de Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO) Türkiye temsilciliği ve öğrenci müfettişliği görevleriyle Paris’e gitti. Paris kültür ataşeliği yaptı. 1954’te ise yaşından dolayı bu görevden ayrılmak zorunda kaldı. Emekliliğinden sonra bir süre İstanbul Şehir Tiyatrosu edebi heyeti üyeliği yaptı.

Güntekin’e akciğer kanseri teşhisi konulduktan sonra tedavisi için Londra’ya gitti ve orada, 7 Aralık 1956’da hastalığına yenik düşerek öldü. 13 Aralık 1956 günü, Karacaahmet Mezarlığı’na defnedildi. Levent’te oturduğu sokağa “Çalıkuşu” ismi, Kadıköy’de ve İzmir’de bir ilköğretim okuluna ve Fatih’te bir tiyatro sahnesine Reşat Nuri Güntekin ismi verilmiştir.

Reşat Nuri Güntekin Sözleri

İnsan birini sevmek felaketine uğradı mı esir gibi bir şey oluyor.

Ben kendi yolumda emin adımlarla yürüdükten sonra korkum ne?

Saklamaya çalışma nafile. Sevda, çocuk gözlerinden uyku gibi akıyor.

Çalışmak, bütün ruhuyla, kendini başkalarına vermek ne güzel şey!

İnsana en yakın akrabaları kalpsizce vurduktan sonra yabancılar vurmuş ne çıkar?

Çirkinin ağzındaki güzel söz, acizin ağzındaki haklı söz kadar boş faydasız bir şeydi.

Aynı duayı birbirinden habersiz eden iki insan, er ya da geç birbirlerine kavuşurlar.

Akşam oldu mu şehir, bir kocaman kabristana dönüyor, yüreklere bir kasvettir çöküyor.

Her şey gibi sevmek de parası, vakti, az çok rahatı olan insanlara mahsus bir imtiyazmış.

Elemlerde bir gizli şefkat var gibidir. Şikâyet etmeyenlere, kendilerini güler yüzle karşılayanlara karşı daha az zalim olurlar.

Kısa Reşat Nuri Güntekin Sözleri

Kısa Reşat Nuri Güntekin Sözleri
Kısa Reşat Nuri Güntekin Sözleri

İnsanlarda iyilik asıldır.

Allah ne yaparsa iyi yapar.

Yara sıcakken acımaz.

Doğru söze darılmak ayıptır.

İnsan, açık düşünmeli, açık söylemeli.

Kaza, insana kaştan, gözden yakındır.

Acımak bir süre sonra hissizleştiriyor insanı.

Artık kalbim öldü. Sevmeye kudretim kalmadı.

Hayata paçavra diyen, meğer ne doğru söylüyormuş.

Kolayca teselli edilecek dert insanı böyle ağlatmaz.

Sabit fikirler insanı, kanserler eti nasıl kemirirse öyle kemiriyor.  

Üşümek mi? İnsanın içinde güneş yanarken üşümek mi?

Düşmesini istemeyen, zamana ayak uydurmasını bilmeliydi.

Felaketi ağır ağır haber vermek testere ile adam kesmeye benzer.

Reşat Nuri Güntekin Anlamlı Sözleri

Reşat Nuri Güntekin Anlamlı Sözleri
Reşat Nuri Güntekin Anlamlı Sözleri

Memleketin ancak okuyup yazmakla kurtulacağına inananlardanım.  

Hastalar gibi, mesut olanlara da geceler öyle uzun geliyor ki.

Ayrılık, kuvvetli aşkları büyütür, hasta olanları büsbütün öldürür.

Dünyada, bir parça iyilik edebilmekten daha güzel bir şey olmuyor.

Yürümeye başlamış fikirleri yollarından alıkoymak mümkün değildir.

Fakat yüreğimdeki gizli yaralar vücudumdakilerden çok daha derindi.

Bazı tesadüfler insana elli senede öğrenemeyeceği şeyleri iki dakikada öğretiyor.

Aydınlık, hasta gözleri nasıl incitiyorsa, saadet de hasta gönülleri öyle sızlatıyor.

Evimdeki yalnızlıktan nasıl korktumsa içimdeki yalnızlıktan da öyle korkuyorum.

İnsan,kuyuya düşer gibi paldır küldür yuvarlanmaz. Böyle gafil mantıklarla kendini aldata aldata, alıştıra alıştıra namussuz olur.

En Güzel Reşat Nuri Güntekin Sözleri

En Güzel Reşat Nuri Güntekin Sözleri
En Güzel Reşat Nuri Güntekin Sözleri

Çok sevmek yetmez mühim olan güzel sevmek.

Bazı uykuların ağırlığından korkmak lazım.

Ne bileyim, insan kalbi, öyle anlaşılmaz bir şey ki!

Saadeti saklamak, derdi saklamaktan çok daha güç.

Beklemediğin zamanlarda olur, ne olacaksa.

Ölüm öyle bir şey ki insanı en büyük düşmanlarıyla barıştırıyor.

İnsan sevdiğinden uzak olursa onun sitemlerini bile hoş görür.

Hiçbir şey maziyi musiki parçaları kadar kuvvetle canlandırmıyor.

Galip insanlar için iyi ve merhametli olmak ne kolay ve şık bir jesttir.

İnsan ancak kaybettiği yahut kaybetmek üzere olduğu şeyleri böyle birdenbire sevmeye başlar.   Günümün birkaç saatini kitaplara verdim. Okurken başka bir dünyaya girer bütün dertlerimi unuturdum.

Reşat Nuri Güntekin Etkileyici Sözleri

Reşat Nuri Güntekin Etkileyici Sözleri
Reşat Nuri Güntekin Etkileyici Sözleri

Bir hayale esir olan insanlar delilerin en büyükleridir.

Yaşamak hakikaten doyulmayacak kadar tatlı bir şey.

En uzun, en çaresiz geceni düşün. Sabah olmadı mı?

Halis muhabbet kavgasız, gürültüsüz olmaz derler.

Seyahatler adeta roman vakalarına benziyor, dedi. İnsan,yolda tesadüf ettiği insanlarla çabuk dost oluyor, sonra ayrılırken adeta acı duyuyor.

Ben saadeti ikiye ayırırım. Başkalarından alınan saadet, başkalarına verilen saadet. Benim için hakiki saadet başkalarına verilen saadettir.

Fakat nereye? İstanbul öyle bir hale gelmiş ki sokakta kaldırımların üstünde yatıp ölsen:” Acep insan açlığından nasıl ölürmüş hele bir seyredelim!” diye etrafına bir yığın ahali birikecek…

Reşat Nuri Güntekin Resimleri

Reşat Nuri Güntekin Resimleri
Reşat Nuri Güntekin Resimleri

Evet, insanın bir cenaze arkasında yürüdüğü zaman, dünya hırslarından en temizlendiği zamandır.   Diş ağrısı çok fena şey enişte, dedi. Fakat yeri belli olan, ağrılardan korkmamalı. Derinlerden gelen bazı ağrılar var ki…

Uğranılan haksızlıklara ve hakaretlere koyun gibi tahammül etmemek insanlığın başlangıcıdır evlat.   İnsan ne kadar acı olursa olsun bir mecburiyeti kabul ettikten sonra içine sükun ve tevekkül geliyor.

Derler ki; aşk, birine seni yok etme kudreti verip, bunu kullanmama hususunda ona itimat etmekmiş.   Manzaralar, çehreler, hatıralar insandan uzaklaştığı nispette güzelleşir, şairaneleşir; türlü bulutlara, sislere, renklere bürünür.

İnsanlar için şöyle böyle deriz ama, aralarında iyileri de var… Fakat yazık ki, onlar, bu dünyada bir türlü bahtiyar olmanın yolunu bulamıyorlar. Ya bir çakır pençe arkadaşa düşüyorlar, ya akraba ahbap şerrine uğruyorlar. Sessizliklerine, saffetlerine, hilm ve tahammüllerine kurban olup gidiyorlar.

Mektepte bize şiir ezberletmişlerdi. İnsan, yaşadığı yerlerde beraber bulunduğu insanlara görünmez ince tellerle bağlanırmış; ayrılık vaktinde bu bağlar gerilmeye, kopan keman telleri gibi acı sesler çıkarmaya başlar, her birinin gönlümüzden kopup ayrılması, bir ayrı sızı uyandırırmış. Bunu yazan şair ne kadar haklıymış.

“Niye kitap okumuyorlar?” demek “Niye piyano çalmıyorlar?” demek gibi bir şeydir. Kafayı kitap okumaya alıştırmak parmakları piyano çalmaya alıştırmaktan kolay değildir. Ona göre yetişmek, ona göre hazırlanmak lazım gelirdi. Okumak bir kitaptan alınan elemanlarla kendine manevi bir dünya yapmak, onun içinde tek başına yaşayabilmektir. Bu, ta çocukluktan başlayan uzun alışkanlıklar ve egzersizler neticesidir.

Bir önceki yazımız olan Cahit Zarifoğlu Sözleri başlıklı makalemizde Cahit Zarifoğlu, Cahit Zarifoğlu kimdir ve Cahit Zarifoğlu sözleri hakkında bilgiler verilmektedir.



Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir


EN GÜZEL SÖZLER


güzel sözler

Türkiye`nin En iyi En Güzel Sözler
Sayfasına Hoşgeldiniz..




GÜNÜN SÖZÜ